29 Eylül 2015 Salı

Susamli Baklavamiz... Bütün Zamanların Baştacı :-)

Bayram baklavası tarifi vermenin zamanı geçti belki ama anlamı azalmadı benim açımdan. Tekrarının yaşanıp yaşanmayacağını kimsenin bilmediği olayların içinde eğlenip duruyoruz. Hepsini hafızamıza kaydetsek bile bizimle birlikte tarih olup gitmesin, çocuklarım büyüyüp de bu sayfaya baktıklarında güzel hatıraları olsun diye gayretteyim. 
Annemle belki 10 yıldır (yani anne-baba ocağından telli duvaklı çıktığımdan beri) ilk defa birlikte baklava yaptık. Babaannem rahmetli bayramlarda baklavaya titizlik gösterdiği için, sağlığında babaannem, annem ve bazen (dönüşümlü olarak) ablamla ben geçerdik yuvarlak tahtanın başına. Bütün fiziki yük annemin üzerinde, organizasyon-denetleme babaannemin sorumluluğundaydı. Biz de işte kıyısından köşesinden, elimizin ucuyla tuttuğumuz kadar tutardık yapılanlardan. 



Yıllar sonra kişiler değişti, roller kaydı... Bu kez hamuru annemin denetimiyle ben yoğurdum, birlikte açtık ve kızçe de nişasta serpme vs. ara işleri üstlendi. Fotoğrafları da arada derede çekmeyi başardım :-)
Binbir rica ile ve son ana kadar acaba bir aksilik çıkar mı endişesiyle annemi baklava yapmaya ikna ettim. Çünkü artık böyle zahmetli işleri yapmak istemiyor, genel sağlığı da izin vermiyor tek başına altından kalkmasına.
Annem hep anlatırdı; çocukluklarında gerek yokluktan gerek elindekine kanaatten anneannem baklavaları susamlı yaparmış. Hatta bir komşuları baklavanın içine koyacak ceviz-susam bulamadığı için un kavurup döşermiş yufkaların arasına.. Bana göre bugün, omega 3, kalsiyum gibi faydalarının yanı sıra damak tadı açısından da susamlı baklavanın diğer rakipleriyle arayı açtığını söyleyebilirim. 


Biz iki tepsi yapacağımız için hamuru iki ölçüden tuttuk. Tarifin kaynağı cahidejibek

Malzemeler; 40 cm.lik yuvarlak tepsi için.

  • 2 adet yumurta
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1  su bardağı yoğurt (çok sulu olmayacak)
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • yarım çay kaşığı tuz
  • 4.5 silme su bardağı un
  • Yarım paket kabartma tozu
İçine serpmek için
  • 2.5 su bardağı yıkanmış, kavurulup robottan çekilerek ufalanmış susam
  • 3 yk. toz şeker
Üzeri için
  • 125 gr.tereyağı
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
Şerbet malzemeleri
  • 3 su bardağı şeker
  • 3 su bardağı su
  • yarım limon(küçük boy limon)
  • Bir fiske tuz


Hamuru yoğuruyoruz. Biz malzeme listesindeki un ölçüsünü 1.5 su bardağı kadar arttırdık. Unun yoğunluğuna göre esnek davranmak gerekiyor sanırım. 


Bu annemin pratik eşit bölme yöntemi. 40 kat yapmak için önce hamuru 4 e böldük. Sonra her bir parçayı ince uzun rulo haline getirdik. Bıçakla 10 parça kestik. Böylece kırk eşit beze elde ettik.


Bezeleri yuvarlayıp bir tepsiye dizdik. 20 dk. dinlendirdik.


Kızçeye de bir parça hamur vermiştik. Bizim merdanemize oklavamıza özendi tabii ki. Ama küçük oklavalarımızı anneannesine götürmeyi unuttuğumuz için mutfakta çareler tükenmez dedik ve havan elini oklava olarak eline verdik.


Bezeleri küçük pasta tabağı büyüklüğüne getirdik.


Aralarına nişasta serperek 10 katı üst üste dizdik.


Tepsi büyüklüğünde açıp yağladığımız tepsiye yaydık.


İç harcını her kata serptik.

1

Baklava şeklinde kesmek için resimler sırasıyla şöyle..

2

3


Tavada erittiğimiz tereyağını üzerine döktük. Fakat burada bir şeyi ihmal etmişiz. Eriyen tereyağındaki köpükleri almadık. O yüzden pişerken köpükler yandı :-(



200 C ısıtılmış fırında üzeri kızarmaya başlayana kadar tutup kızarmaya başlayınca dereceyi 150' ye düşürdük. Tamamı kızarıncaya kadar (yaklaşık 35 dk) pişirdik. 
Şerbeti sıcak (kaynar değil) baklava soğuk olacak şekilde tatlımızı şerbetledik...
Biz bütün bu işleri yaparken oğulçe teyze oğluyla birlikte icat ettikleri kaplumbağa güreşine tutuşmuştu. 

İki tepsi baklava göz açıp kapayıncaya kadar bitti ama şu devirde çok az toruna nasip olan anneanne-babaanneyle birlikte hayata dokunma anları kızçeye miras kaldı..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder