1 Kasım 2014 Cumartesi

....Nihayet; Oyunun Gücü-David Elkind' le Başbaşa...(1)

   Elimden bırakamadığım, okudukça mutlu olup çocuklarımla vakit geçirmek konusunda gayretlendiğim kitabımda son virajdayım. Altını çizdiklerim çizmediğim satırlardan fazla olunca blogda derli toplu tek yazı yazmak benim için hayal oldu.. Ben de kitaptan alıntılarımı ve bana düşündürdüklerini birden fazla yazıda dizi halinde yazmaya karar verdim. Haydi başlayalım...
Oyunun Gücü

     Öğrenme, merak, imgeleme ve düş kurma için çocukların doğuştan getirdiği yatkınlık olan oyun, yarattığımız yüksek teknolojili ticarileştirilmiş dünyada sus-tu-rul-mak-ta-dır!!! Çocuklar yapılanmamış oyunu ve açık hava etkinliklerini içeren haftada on iki saatlik serbest zamanı son yirmi yıldır yitirmişlerdir. Buna karşılık, çocukların örgütlü spor etkinliklerinde geçirdikleri zaman ikiye katlanmış ve çocukların televizyonu seyretme dışında spor seyirciliğini içeren edilgen izleyici olarak geçirdikleri boş zaman etkinliklerine ayırdıkları zaman günde yarım saatten üç saate çıkarak beş katı artmıştır.... Bir çocuk için yaşam ne zaman bu kadar zorlaştı?
    Oyunun çocuğun dünyasından yok olmasının yol açtığı sağlık sorunları uzun zamandan beri ortadadır. Açıkça çocuklara eğitim vermek üzere oluşturulmuş kurumlar tarafından çocukların duygusal-davranışsal ve gelişimsel gereksinimlerinin karşılanmadığı için gittikçe artan sayıda çocuğun gereksiz yere acı çektiği bildirilmiştir. 
    Çocukların kendiliğinden ve kendi girişimleriyle başlattıkları oyunlara girişememelerinin psikolojik sonuçları, önemli olduğu kadar kaygı verici bir sorundur. Çocuklar televizyon ve diğer ekranlar karşısında çok fazla zaman geçirdikleri için, imgeleme, düşleme ve yaratıcılık (üst düzey matematik ve fen bilgisi başarısında gerekli bilişsel araçlar) için yatkınlıklarını geliştirmeye ayrılan çok az zaman kalmaktadır. 
       Okullarımız artık merakın, imgelemenin ve düş kurmanın baskılanmasına katkıda bulunuyor. Sayıları gittikçe artan temel eğitim okulları, akademik çalışmalar için teneffüsleri ortadan kaldırılıyor. Artan oranda test yönelimli programlarımız yaratıcı ve oyun içeren öğretim uygulamalarını ortadan kaldırmaktan başka bir şey yapmadı.
.........Ezberci eğitim eleştirel-yenilikçi düşünmenin afaroz edilmesidir...
    Çocukların, şimdi reklamı yapılan ürün için anne babaların onayının gerekmediği, doğrudan hedeflenen kolay bir kitle olarak tüketici oldukları gerçeğini göz önüne alın. Yüksek yağ ve tuz oranlı yiyecekler, şekerli içecekler, bir kullanımlık geçici oyuncaklar ve daha birçok şey doğrudan çocuklara pazarlanmaktadır. Bazı yetişkinlerin kar amacını, çocukların gereksinmelerinin önüne koyduğu açıktır. Gereksinimler dengesizliğinin amaçlanmamış sonucu; çocuk oyunlarının susturulmasıdır. Çocukların kendiliğinden gelişen aktif oyunları, sıklıkla pasif seyirci katılımına dönüştürülmektedir....
    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder