25 Şubat 2014 Salı

Sizdeki karşılığı da sadece "Havuçlu Kek" mi?


Oğulçe bir havuç canavarı olduğu için kızçe de onun yolundan gidiyor ve bizim evde havuç çok tüketiliyor. Havucun faydalarını bildiğimizden biz de bunu destekliyoruz.
Ben kışın yaz sebze ve meyvelerini kesinlikle almam. Çocuklarım pazarda, markette görüp istediklerinde ise “onlar süs canım, gerçek değil, gerçeği x ayda çıkacak, o zaman bol bol yeriz” deyip ikna ediyorum. Böylece hem sebze ve meyvelerin çıkma zamanları olduğunu öğreniyorlar hem de her mevsim her şeyin yenilemeyeceğini.
Kış kahvaltılarım da yazı aratmaz çok şükür; yazdan kış için bir sürü hazırlık yaparım. Kahvaltılık soslar hazırlarım. Dönüşümlü olarak onları tüketiriz. Ama benim kışın kahvaltı sofralarımda favorim rendelediğim havuçlara bol limon sıkıp zeytinyağı gezdirerek sunmaktır.
Havucun herkesce aşikar faydalarını derli toplu hatırlamak isterseniz şöyle özetlenebilir;

 Uzmanlar, havucun, süratle kan yapıcı, kuvvetlendirici, ishal kesici, peklik giderici, mide ve bağırsağın yakın dostu, safra akıtıcı, karaciğeri kuvvetlendirici ve yeri doldurulamayan bir sebze olduğunu söylüyor. Kansızlık halinde, sabah-öğle-akşam taze çıkarılmış 1 çay bardağı havuç suyu içilmesi, suyu çıkarılamazsa ince rendelenmesi ve iyice çiğnenerek yenilmesi öneriliyor.

Mide ve bağırsak kanamalarında da havuç suyunun çok faydalı olduğunu ifade eden uzmanlar, havucun, özel şekeri, A vitamini ve bol vitaminleri ile karaciğeri kuvvetlendirdiğini, ona rahatsızlığında kendi kendini tamir imkanı verdiğini, vücuttaki üre asidi, ürat tuzları, benzeri yorgunluk maddelerini, diğer zehirleri idrarla dışarı attığını vurguluyor.

Havucun, bol A vitamini ile cilde temizlik ve pembelik verdiğini ve gözlerin sıhhatli kalmasını sağladığını belirten uzmanlar, kalp rahatsızlığı ve damar sertliği olanlara havucun çok fayda verdiğini, her gün yenen bir havucun da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indirdiğini bildiriyor. 
Uzmanlar, havuçtaki beta-karotenin de gözleri, yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruduğunu ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini vurgulayarak, havuçların çiğ veya pişmiş olarak yenilirken asla soyulmaması gerektiğini, sadece temiz yıkamanın kafi olduğunu kaydediyor.

v      A, C, B1 ve B2 vitaminlerince zengin bir ürün olan havuç, çiğ olarak ya da pişirilerek tüketilir.



Bu keki de mutfağa pek meraklı ve de becerikli oğulçem pişirdi. Cevizleri oğlum kırdı, kızım ayıkladı ve ayıkladıklarını yediği için ağabeyinden bolca sitem işitti. Havuçları büyük bir gayretle oğlum rendelemeye başladı ama doğal olarak çok çabuk yoruldu ve ben tamamladım. Bunun haricindeki bütün safhalar oğluma aittir :-))
Malzeme Listesi;
1,5 su brd. şeker
yarım su brd. zeytinyağı
4 yumurta
1 tk. tarçın
bir fiske muskat rendesi
1 tk. karbonat
iki fiske tuz (ben himalaya tuzu kullanıyorum)
2,5 sb. iki parmak eksik tam buğday unu
1 sb. kırık ceviz
3 orta boy havuç (rendelenmiş halde)
1 çy brd. kuru üzüm

Yapılışı;
Yumurta ve şekeri köpürüp kıvam alana kadar mikserle çırptık. Yağı ekleyip çırpmaya devam ettik. Tamamen homojen hale gelince unu ve baharatı karbonatı ekledik, yavaşça karıştırdık. En son ceviz, havuç, kuru üzümleri ekledik.
Yağlanmış kalıba döktük. 180 C. de 35-40 dk. pişirdik. 


Evimizdeki mis gibi kek kokusu bize; 
Çocukların mutfakta veya diğer mekanlarda ürettikçe mutlu olduklarını, kendilerine güven duyduklarını ve yaptıklarını ikram ettikçe yenilerini yapmaya istekli olduklarını,
Yaşı ne kadar küçük olursa olsun çocukları kendi kendilerine yetebilecek şekilde yetiştirmenin hayata karşı en büyük hazırlık olduğunu (okullarda verilen tedrisat eğitiminden daha hayati bence),
Mutfakta yapılan en küçük ve basit yemeklerin bile bir kimya dersi kadar çok şey öğretebildiğini (tamamı değil tabii ki adım adım :-)   )
Evlerimizi sımsıcak yuvalara çevirmek için zannettiğimiz kadar çok şeye ihtiyacımızın olmadığını,( hatta çok eşya=çok iş) 
Şükretmek için büyük mucizelere gerek olmadığını............
hatırlattı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder