30 Ekim 2015 Cuma

Domates Reçeli...



İstanbul'un bir ucunda, günümüzdeki anlayışla tam olarak imara açılmamış bir kasabada mütevazi bir bahçemiz var. Metrekaresinin küçüklüğüne nazaran geniş ailemize fazlasıyla yetecek hatta komşularımız da nasiplenecek kadar mahsülün ekim-dikim-sürüm ve bakımıyla babam ilgileniyor. Bütün hafta sonları tek adresi var; bahçe! Kurban bayramında maaile hem kurban kesmek hem piknik yapmak amacıyla toplandık gittik bahçeye. Çocuklar için şenlik ve macerayla, büyükler içinse bol iş az dinlenme, hiç söylenme üçgeninde geçti vaktimiz. Çok şükür. Biz gurbette oturduğumuz için daha giderken babam ne istersen topla götür dedi ve ben gider gitmez sıvadım kolları :-)


Büyüklerin iş telaşı çocukları başlarda biraz etkiledi, iki işin ucundan azıcık tuttular doğrusu ama kısa sürdü, sonra herkes kendi havasında :-) Dedelerinin, torunlarının rahatını düşünerek yaptığı çardak tadı çıkarılan yerlerin en başındaydı.



Bizimkilerin tabiata olan düşkünlüğü bahçemizi onlar için biçilmiş kaftan haline getirdi. Babamın "Orada filan sebze vaaarrr, oradan uzuk durun" ikazı olmayan her noktada kazı yaptılar.


Kızçe ikizlere ablalık yaparken teyze oğulları omuz omuza, dillerinde bitmeyen zafer planları, zihinlerinde kim bilir daha neler neler, boylarından büyük işler peşinde...


Dakikalarca etrafımızda dolaşıp "biz şelale yapacağız, yardım eder misiniz" talepleri itina ile püskürtülmüştü halbuki. Ne ara burayı bu kadar kazdılar ve yine nasıl bu kadar dolduracak kadar su taşıdılar, bilmiyoruz. Ama sonuç mükemmeldi! Yaklaşık 2 metre uzunluğunda bir akarsu ile saatlerce oynadılar. 


Yaprakların üzerine karınca koyup yarıştırdılar. Üfleyerek mevzi tuttular. Hayal güçleriyle kurdukları oyunun mutluluğu yorgunluğumuzu aldı...



Buraya nereden geldim... Evet reçel tarifi verecektim değil mi? Yukarıda gördüğünüz caaanım reçel aşağıdaki minicik domateslerle yapıldı. Bahçenin bana göre toplanabilecek her şeyini toplamış dinleniyorken babam "şu domateslerle reçel yapıyorlarmış, sen onları bırakıyor musun" deyince süs zannetiğim şeyler birden değer kazanıverdi gözümde. O kadar da küçükler ki toplaması bile zahmetli ama reçelini yapıp da süt kaymağının üzerine sürüp yiyince o zahmetler buhar olup gitti:-)



İnternette çok farklı tarifler var. Hepsinden fikir alıp ama hiçbirine aynen sadık kalmayıp kendimce şöyle bir terkip çıkardım ortaya;

Malzemeler;
350 gr. zeytin domates (ismini ben verdim)
500 gr. şeker
3 sb. su
1 çubuk tarçın
3 karanfil
2 küçük parça damla sakızı (döveceğiz)
1 çk. ucuyla limon tuzu
1 çk. tepeleme tereyağı

Yapılışı;

Su ve şekeri kaynamak üzere ocağa koyuyoruz. Kaynadıktan sonra tarçın, karanfil ve sakızı da ekleyerek tatlı şurubu kıvamına gelene kadar kaynatmaya devam ediyoruz. Kıvam alınca yıkayıp saplarını ayıkladığımız domatesleri ekliyoruz ve reçel kıvamına gelene kadar ara ara karıştırarak pişiriyoruz. inmeye yakın tereyağı ve limon tuzunu ilave ediyoruz. Çubuk tarçın ve karanfilleri ayırıp sıcakken kavanoza dolduruyoruz. Buzdolabında muhafaza ediyoruz.
Not: Bu ölçülerle 1 sb. kadar reçel çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder