2 Mart 2015 Pazartesi

Gözünü Kapat, Kalbini Aç! Aklını... At Gitsin!; İtirazım Var...


Yaklaşık bir aydır niyet edip edip bir türlü seyredemediğimiz filmimizi dün akşam izleyebildik çok şükür. Bizim evde gelenektir; her akşam 'tamam bugün geçti, artık yarın seyrederiz' cümleleriyle haftalarca erteledikten sonra kaliteli filmleri bir izlemeye başladık mı da hayıflanırız 'niye düzenli izlemiyoruz ki' diye. Bu filmden sonra da aynen böyle oldu. 
Film yol arkadaşımın tercihiydi, ben 'aman bu sefer de ertelemeyelim' bezginliğiyle ne çıkarsa bahtıma... ruh halindeydim. Ve daha başlarken, düzenli, planlı, hiç bitmeyen bir hırsla İslam' ı aşağılamaya çalışan ve üstelik bunu da hiciv maskesiyle yaptığını zanneden bayağı yapımlardan biri zannettim. Fakat önyargılarım henüz filmin ilk çeyreğinde tamamen buhar olup uçmuş bulunuyordu :-) Öyle bir etkisi altına aldı ki bizi, baş rol oyuncusunun en baştan itibaren aradığını filmin son 1 dakikasında anladık. Veee kalakaldık!
Öncelikle ve çoğunlukla beğendiklerimden bahsetmek isterim. Filmin başında saf gibi görünen İmam Selman'ın aslında pek çok yetenekle donatılmış olduğunu ve o yaşına kadar başından geçen hadiselerden edindiği tecrübelerle bir cinayeti aydınlatma yolculuğunu gördük filmde. Ama bu hikaye, sadece amacı ve sonucu ile değil 'yolcu hali' ndeyken izleyicisini içine dönmeye, hala duyguları olduğuna ikna etmeye çalışır gibiydi. Senaristin itirazları tefecilik, faiz, din istismarı, pedofili, rüşvet, yolsuzluk başlıklarıyla özetlenebilir ama bence asıl itiraz yöntemi çok etkiliydi; 
Gözünü açan her şeyi görür; bazen görmemesi gerekenleri de... Ama kalbini kaparsan, vicdanını susturursan itiraz etmeyi bırakır, teslim olursun. Aklını at gitsin... Kötülük olmasaydı medeniyetler inşa edilemezdi.. Sebeplerin zuhurunu vicdanın sesini dinleyerek aramalı..
Nice büyük kurumlar var... Ama ferdi olarak insan doğruların peşinde üzerine düşeni yapmadıkça kurumlar bir hayalden ibarettir. Hakikat aklı besler ama her zaman doğruyu buldurmaz. 
'Komşusu açken tok yatanlar...' Hadis-i Şerif'indeki ikaza muhatap olmaktan kaçanlar zengin mahallelere taşındılar.. Ama sokaklardaki evsizlerin, tedaviden yoksun hastaların, çaresizlikten yolunu şaşıranların yükünü taşımakta olduklarını unuttular. İhtiyaçtan fazlasının haram olduğunu unuttuk!
Kul şaşar.. Şaşmaz bir Allah! İnsan hayatında böyle dönemler olur, normaldir. Mühim olan yalpaladığında bile özünden Hak yolunda olmaktır. Sarhoşken ağzından dökülen sözler, alkolün yasaklanışına dair kıssalar olmalıdır evvelâ.. 
Bu dünyada ne kadar doğru olursan ol, ne çetin hakikatleri savunursan savun; evlat imtihanların en ağırıdır. Marifet, Hz. Nuh misali, küfre sapan oğluna 950 sene yalvarmaktır kurtuluşu için. Reddetmek değil, hakaret etmek değil, yok saymak hiç değil... Yine de 'yavrum' deyip "YOL" a çağırmaktır.. 
İmam nikahı kepazelik örtüsü değildir...
Faiz haramdır.. 
Ne yaşamış olursan ol, bir cana kıydın mı senin mahkemen vicadınındır ömür boyu..
Filmden bize kalanlardan bazıları bunlar... 

2 yorum:

  1. cihan: Hocam ben karımı dövmeyi düşünüyorum ama dövmüyorum. Günah mı?
    selman: Değil.
    cihan: Ama düşünüyorum?
    selman: Dövemiyorsun ama. Günah değil.
    cihan: Dövemiyorum değil dövmüyorum.
    selman: O zaman günah. Dövemiyorsan merhametten, dövmüyorsan kibirden. Kibir çok büyük günah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveeet, filmden hemen sonra, yol arkadaşımla bu dialog üzerine konuştuk ama yazarken niyeyse gitmiş aklımdan. Yapmıyorsam, kendi irademle yapmıyorum; kibir! Teşekkürler tamamladığınız için...

      Sil