16 Aralık 2016 Cuma

Taksim-Tüyap7Beylikdüzü-Anadolu Yakası Üçgeninde Çocuklarla Seyahat.. 2



Tüyap niyetiyle geldiğimiz İstanbul'da çocuklarım tarafından tuzağa düşürüldüm :-)


Tabii ki biz sadece Tüyap'ı gezip dönecek değildik amma velakin daha ikinci günümüzde kazan kaldıracaklarını da ummamıştım doğrusu. Meğer abinin fikriyle onlar daha planlama aşamasında Yerebatan Sarnıcı'nı gezmeyi akıllarına koymuşlar. Kıyamadığım ve kıramadığım bu talepleri aslında benim de çoookk özlediğim Suriçi'ne düşürdü yolumuzu.


Hanidir turistçe değil seyyah gibi gezmeyi önceliyorduk ya bu sefer de öyle yaptık. Bizden sonra giren kaç okul kaç grup gezdi gitti de biz öyle oturup havasını soluduk, hayal kurduk, umut ektik gezdiğimiz mekanlara... 


Yaklaşık bir saat süren müze gezisinden sonra öğrenciliğimde Sultanahmet'ten Sirkeci'ye giden yolu denizi seyrede seyrede inmeyi ne çok sevdiğimi hatırladım. Bu kez bin katı zenginliğimle, canlarımla yine o yoldan sefer eyledim.. 'anne Gülhane parkına gidelim mi' diye cıvıldayan sesi mihmandar kıldım kendime. Hiç müdahale etmedim, havanın soğuğuna hiç mi hiç aldırmadık. Yavrularım meraklı yolcular ben hem yolun hem onların talibi... 


Belediye'nin peyzaj ağırlıklı düzenlemelerini görmezden gelirsek... Bakımlı, temiz ve davetkardı bir zamanlar Topkapı Sarayı'nın gül bahçesi... 


Yağmayan yağmurlara üzüntümüzü rahatça yerlere otururken bir nebze unuttuk. Zamanı unuttuk. Savaşı unuttuk. Tamahı unuttuk... Elimizde kemirebileceğimiz bir koçan mısır, altımızda hiç hesapsız özgürce oturabildiğimiz bir avuç toprak, üzerimizde bizi soğuktan koruyacak kadar kıyafetle, yaprakların yazdığı şiirle... Biz zamanı durdurduk. Çok şükür, Sınırsız hamd... 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder