27 Haziran 2016 Pazartesi

Çabuk Büyü Çabuk Yetiş Tez Oğlum; Tarihini Şerefinle Yaz Oğlum... Sünnet Merasimi..


Evlendiğimden beri oğlum olursa 7 yaşında sünnet ettireceğim diye hayal kurardım. 7 yaş dönüm noktasıydı. 7 yaş önemliydi. Aklı ermeye başlamak demekti. Hatta akıl yaşına 7 yaş dişlerinin çıkmasıyla geçiş yapıldığını söylerdi büyüklerimiz. Velhasıl; nasip oldu çok şükür. 
Evet Ramazan ayıydı. Yaz orucu zorluyordu. 16 haziran yol arkadaşımın doğum günüydü. Oğlumun da erginliğe adım attığı gün oldu. "Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır" müjdesine dayadık sırtımızı. Bismillah dedik...
Eskiden eş dostla birlikte, sünnet olan çocuğa acısını unutturmak için yapılan hazırlıklar ve şenlik şimdilerde "konfor" arka temasıyla biraz mecraından sapmış durumda. Sünnet yatağı süslemesi yatakta yatana neşe vermek ve bunu sevdiklerimizle birlikte yapmak bana göre. Çocuk sünnet olduğunda çektiği acıyı, kendini değerli hissederek unutabilir ancak. Ama şimdilerde çocuk önceden sünnet ettiriliyor. Cemiyet toplanacağı zaman yatak süsleniyor. Hatta bu iş parasını verip hiçbir zahmete katlanmayarak ajanslara havale ediliyor. Aile de sünnet çocuğu da yapılan hazırlıkları bozmayacak bir dekor objesi olarak arz-ı endam ediyor misafirlerinin yanında. Bunu kavram kargaşasından, hatta vazifenin ruhunu yitirmekten ibaret görüyorum. 
Bu yüzden cemiyet toplamasak da oğlum hastanedeyken arkadaşlarım Banu ve Çiğdem'le birlikte hazırlıklarını önceden yaptığımız yatağı süsledik. Hem konuşa konuşa süslemek hem o tatlı telaş güzel bir hatıra olarak kaldı. Tamamen kendi zevkime göre süslemek de cabası :-) 



Süslemelerin çok azını "parti süsleri" satan dükkanlardan aldım. Elde yapmaya vaktim olamadı ne yazık ki. Fakat onların bana "ama herkes böyle yapıyor" sözleriyle sundukları şablonlardan korunmayı başardım diyebilirim.


Kıyıda köşede kalmış kırtasiyelerin depolarından klasik süsler bulabildik. 


Her sünnet odasında tül-güpür karışımı ağır derecede şatafatlı süsleme görmekten bıkmıştım. Zaten bana göre hiçbir pratiği de yoktu. O kadar boğucu yatakta değil çocuğu yatırmak bozulmasın diye özel çaba sarfetmek gerekiyor. 
Yatağın cibinliğini parça tül alarak kendim diktim. Çiğdem de pazardaki çiçekçilerden yapma çiçek aldı. Mürivvet abla kelebek aldı. Çift taraflı bantlarla bunları tüle monte ettik.


Oğluma yaşına göre nevresim takımı almak istiyordum. Hazırlarda zevkimize göre olanı bulamıyorduk. İnternetten kumaş seçip onları da diktirdik.


Bu çocukluğumdan kalma duvar süsünü bulunca çok sevindim.


Buranın en eski şekercilerinden birine güvenip geçmiş olsuna gelen misafirlerimiz için bu külahları yaptırdık. Hem bizim hem çocukların çok hoşuna gitti. Oğlum en çok yatağında yatarken misafire ihtiyaç duyduk. Yavrum yattığı yerden gelenleri saymış, saydıkça da mutlu olmuş çok şükür. 


Bunlar da o kadar telaşın arasında kızçemin boynu bükülmesin diye hazırladıklarım. 


Oğlum yattığı yerden sıkılmasın hem de sünnet hediyemiz olsun diye önceden alıp hazır ettiğimiz oyuncaklar.

Öncesinde sünnet olan çocuğu ne rahatlatır diye çok araştırma yapmıştım. Doğal reçete arayışlarım hep hindistan cevizi yağına götürdü beni. Gerçekten çok faydasını gördük. İlk günler hem iç iltihaplanması olmasın hem de ağrı kessin diye ağızdan da 1 yk. verdim oğluma. Günde 3 kere de pamuğu batırıp bandajlarının üstüne tampon yaptım. Böylece sargı bezi hep yumuşak kaldı. Bantlar kendiliğinden düştü ilk gece. Bezin üzerindeki kan vs. cildine yapışmadı. Antiseptik özelliğinden dolapı da ben mikrop kapar mı, iltihaplanır mı endişesi taşımadım.
İlk gün hastaneden geldikten sonra ve gece uyumadan önce ağrı kesici damla damlattığım suyu içirdim. Oğlumu çok rahatlattı. 
İlk bir kaç gün misafirlerin yanında uzun sünnet geceliği giydirdik altına sünnet küloduyla. Sonraki günler Yusuf Alp abisinin gönderdiği fiyakalı şortlu takımını giydi. Bütün bunlar hep moral oldu bize...
Çok yorulduk, oğlum üzüldü diye üzüldük. Sıcaklarda bunaldık. Sabrımın sonlarına geldiğimi sık sık hissettim. Ama şimdi sadece Elhamdüllillah diyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder