16 Haziran 2016 Perşembe

Yaşlılar Evin Bereketidir...

Torununun çocuğuna el vermek...

(Bu yazı nisan ayı içinde yazıldı ama yayınlamak bugüne kısmet oldu) 
İki gün önce sürpriz bir telefonla kayınvalidem, büyük anneanne ve eşimin teyzesi evimize ziyarete geldiler. Bu ziyaretin şerefine ailemizin çocuklara ve hatta kısmen bize yönelik kuralları esnedi de esnedi. Yatma saati 21.00 den 23.00 lere kaydı. Salon koltukları yatağa çevrildi. Televizyon karşısında bir büyüğün dizinde uyuma talimi yapıldı. Tam uykuya geçecekken yapılan çay-pasta ikramının ortasına düşüldü. Bu sefer de yatmadan önce bir şey yememe kuralı esnedi. Ninelerin gül hatırına söylenmez denilen şeyler kulak arkası edildi, yapılmaz denilenler hoşgörüyle karşılandı. 


Denizde kum babaannede hısım akraba, konu komşu! Trakya mıntıkasındakilerin haddi hesabı yok :-) Hal böyle olunca bizim gibi çekirdek aileden muzdaripler için böyle vesileler bulunmaz nimet. Bu sefer de civar köylerden birinde oturan kayınvalidemin eski komşusu Nurten teyze yetişti imdada. Kayınvalidemin ahretliğini ziyaret için yaşadığı tatlı telaş evimize neşe kattı. Fatma teyze bir yandan kayınvalidem diğer yandan iki saat içinde türlü lezzetler çıkardılar ortaya. Bize ise bu ortamın tadını çıkarmak düştü :-)


Nurten teyzenin kaktüsü. Hayatımda ilk kez böyle açan bir çiçek gördüğüm için ne gözümü alabildim ne şaşkınlığımı gizleyebildim.


Nurten teyzenin şen hanesinin diğer çiçeklerinden bazıları...



Ev sahibimizin beyi İstanbul'da yaşarken tamamen farklı bir iş yapıyor olmasına rağmen buraya taşınınca bahçeciliği kendine iş edinmiş. Hiç bir şeyi olmayan bir bahçe alıp ağaçlar dikiyor ve sonra meraklılarına satıyormuş. Böyle bir iş kolu olduğunu da böylece öğrendik. Düzenlediği bahçeleri gezdik. Kuş seslerini dinledik. Yanıbaşımızdan geçen koyun sürüsünün intizamına hayran kaldık. Bir gün de böylece nihayete erdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder