3 Ocak 2016 Pazar

Pencereden Bir Kar Gelir... Sahlepimizi Evimizde Pişirelim...


Bu şehirde geçirdiğimiz ikinci kış.. Bizim gibi İstanbul'un karına, en kötü ihtimalle yarım metrelik kardan adam yapmaya, günlerce bata çıka karda yürümeye alışmış bir aile için geçtiğimiz kış sıkıntılıydı. Kar ince ince yağdı fakat tutmadı. Fasülyelerimin günlerce süren ümitli bekleyişi hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Ha bugün ha yarın diye diye kışı bitirdik. Böylece bu kış peşin kabulümüz oldu kuru soğuklar. 


Sabah her zamanki alışkanlıklarımızla güne başladık. Hatta bir iki saat evin içinde öyle böyle oyalandık. Tesadüfen camdan dışarı bakanın çığlıklarını duyan yerinden bir hopladı :-)) Pazar sabahı da olmasının avantajıyla her yer pürüssüz şekilde bembeyazdı. Nasıl kat kat giyindik, birer meyve birer kuru incirle kendimizi dışarı attık, seyre değerdi. Apartmanımızdan çıktığımız andan itibaren karlara iz çıkarmanın zevki,  ayaklarımızın altında gıcırdayan kar sesine kulak vermenin şükrüne karıştı...






Vilayet Meydanı'ndaki yapay havuz burası. Normal havalarda okulu kırıp buraya geldiğimiz günler çoktur. Hatta oğulçe yapraklardan donanma kurar, kızçe domates cephanesiyle (küçük kırmızı yaban meyvelerine domates diyor kendileri) ağabeyinin gemilerini batırmaca oynarlar. Bu havuzu donmuş görmek onları çok şaşırttı. Etrafından ayrılamadılar.


Havuzun göbeğindeki mağara gibi taşı merak ediyorlardı. Buzun sertliğini kontrol ettikten sonra havuza girmelerine izin verdik.


Havuzun her yerini gezdiler. Ama ailecek (yol arkadaşımı dahil edemesem de) macerayı çeken bir yanımız var. Her şey normalken ve hayretle gezerlerken, oğulçe buzun kırık yerini bulup içine düşmeyi başardı :-))) Böyle şeyleri yaşama duygusuna hep özendiğim için bu tecrübe bana hoş geldi, Oğulçe başta biraz korktu ve benim rahatlığıma anlam veremedi. Bence müthiş bir hatıra! 
Apar topar eve geldik. Kurulanıp temizlenip sıcak su torbalarını karınlarına koyarak kitap okudular. 



Kar-sahlep ikilisini biz de birbirinden ayırmadık. Havalar soğuduğundan beridir pişirme denemelerimin nihayet semeresini aldım ve bu sefer tam damak zevkimize göre tutturdum. Tarif tamamen benim deneme yanılma ve yazdan kalma dondurma yapma alışkanlıklarıma dayanıyor. Tarifi şöyle;
4 fincan sütü tabanı kalın bir küçük tencereye döküyoruz. Üzerine 1 tepeleme tk. saf sahlep, 1 tk. buğday nişastası (kıvam için) ve 1.5 yk. toz şeker koyuyoruz, Çırpma teliyle iyice çırpıp 20 dk. kadar dinlendiriyoruz. Bu süre sahlep zerreciklerinin patlayıp süte tam karışması için. Beklemeden yaparsanız zerrecikler dibe çöküyor. Bekleme süresinin sonunda ısıya dayanıklı çırpma teliyle sürekli karıştırarak sahlepi kaynatıyoruz. İki-üç dakika kaynadıktan sonra tarçınla servis edebiliriz.
Not; Üzerinde toz tarçından hoşlanmıyorsanız pişmeye yakın içine bir çubuk tarçın atıp birlikte kaynatarak tarçın aromasını elde edebilirsiniz. 
Not; Hakiki sahlep bulmak zor, iyisini bulmak daha zor. Kahvecilerde, aktarlarda bulabilirsiniz. Ama satın alırken mutlaka Uzak Doğu üretimi olmamasına dikkat edin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder