12 Mart 2017 Pazar

Çokça Hayattan...

Ocak ayının en soğuk günlerinde "okulsuz eğitim" grubundan tanıdığım arkadaşım Yeliz'in evi yandı. Üstelik eşi de evde yokken, çocukları uyurken gece yarısı... Çok şükür ki çocukları ve kendisi kurtuldu fakat evinden geriye sadece dört duvar kaldı. Bir de bahçesindeki birkaç tavuk, bir köpek. Tekirdağ'dan Duygu, Edirne'den Zekiye aynı şehirde yaşadığımız Yeliz'e 'Geçmiş olsun 'a geldiler. Böylece şimdiye kadar sanal şekilde yazıştığımız arkadaşlarımızla yüz yüze tanışmış olduk. 


Yeliz'in yanan evinin bahçesi.



Yeliz' lerin köydeki komşularından birinin keçilerini sevmeye fırsatımız oldu. 


Her fırsatta soluğu kütüphanede aldığımız doğrudur. Kitaplar okunur, satranç oynanır, resim yapılır, e daha yapılacak bir şey bulunmazsa gölge oyunu oynayan bir çocuk bulunur. 


Şehrimizde araca kapalı büyük bir cadde var; Çamlık caddesi. Sevgililer günü münasebetiyle kırmızılara boyandı. Yıl içinde o veya bu isimle kutlanan günlere karşı değilim, onlar vesile edilerek tüketimin kışkırtılmasına karşıyım. Biz o gün hiç para harcamadık, hatta uzuuunn süredir ihtiyacımız dışında tüketmemek konusunda hassasiyet gösterme gayretindeyiz. Ama kırmızıya müptela kızce süslemeleri görünce dayanamadı, ben de onun uyumunu görünce dayanamadım :-))


Kızcem 21 Şubat' ta doğdu. Bu sene kendisinin 'sadece kız çocukları' nı davet etme tercihinden dolayı iki doğum günü kutladık. İlkini anneanne, dede, babaanne, hala ve birkaç kız çocuk sahibi arkadaşımızla diğerini de hafta içi bir başka küçük grupla gerçekleştirdik. 


İki pasta da ev yapımı geleneksel (!) çikolatalı vişneli olanından. :-))


Aradan zaman geçti.. Arkadaşım Yeşim'in yakın köylerden birindeki çiftlik evine gittik. Dört çocuk iki anne akşamı nasıl ettik anlayamadık. Çocukları yemek yemek için iknalarla yanımıza getirebildik. Temiz ve açık havayı bulan, uçsuz bucaksız tarlaları gören yavrular özgürlüklerini ne şekilde kullanacaklarını şaşırdılar. Bol bol çay içtik, yanımızda getirdiğimiz yiyeceklerle karnımızı doyurduk. Tadı damağımızda kaldı. Ah bahar... İyi ki geldin. İyi ki sana ulaştık. Ruhlarımızın ne çok ihtiyacı varmış. 



Ağaçlar diktiler, kazdıkları toprakları kaynak suyuyla suladılar, duvarlardan atladılar. 


Bu tanışmalarla gezmelerle, keşiflerle kışı bitirdik.. Bin şükür...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder