29 Temmuz 2014 Salı

Dosttan Düşmandan Aldım Payımı Gidiyorum...

Bugün fark ettim ilk defa, hayatımın son üç yılını yaşadığım yerden ayrıldığımı.. Hiç memnun olmadığımız ev sahibimizin kiracısı olmaktan kurtulup kendi evimize geliyor olmanın iç ferahlığı ve birbirinden güzel hayalleriyle taşınmıştık bu şehrin merkezinden oldukça uzak "yeni" ilçeye. Aslında bizim 'şehirde yaşama kültürü' müzle hiç örtüşmeyen, hatta tam tersi modern dünyaya bakışın nevzuhuru olan bu semt bize hiçbir zaman bir aidiyet hissi, bir ruh veremedi. Burada geçirdiğimiz yıllar boyunca hep eksik kalmışlık hissiyle yaşadık bir çok şeyi. Ama ben bu yazıyı ilgi alanım olan Şehir Tarihi gözlüklerime takılanlarla yazmayacağım. Ben şimdi, çok uzun süren öğrencilik yıllarımın verdiği dezavantaj olarak bir türlü evirip çevirmeye muktedir olamadığım komşuluğuma rağmen bana kucak açan, hatalarımı görmezden gelen, doğumumda-sıkıntılarımda destek olan komşularımdan bahsetmek istiyorum. 


Kızımın doğumunu binbir zahmetle bu evde gerçekleştirdim. Hamileliğimi öğrenmemden itibaren ailecek oldukça sıkıntılı bir döneme girdik. Gerek rutin ölçümlerin oldukça üstünde çıkan kızımın ense kalınlığı değerleri yüzünden aylarca down sendromlu bir çocuğa ebeveyn yapma ihtimaliyle karşı karşıya kalmamız, gerekse yine hemen o dönemde oğlumuzun Türkiye'de nadir rastlanan bir kas hastalığına yakalanmış olup olamayacağının uzun süren araştırma maratonu bütün sıkıntılarıyla bu evde yaşandı. 
Sevgili Hatice... İlk bahsetmek istediğim komşum sensin. Evlerimizin asgari ihtiyaçları hakkında fikir alışverişi yapmak için biraraya gelmiştik ilk defa. O andan itibaren paylaştıklarımız bu soğuk, ailelerimizden uzak beldede bize azık oldu. Velev ki paylaştıklarımız göz yaşlarımız, sevinçlerimiz, gelecek planlarımız olsun. Hiçbir zaman birbirimizin mahremiyetlerine saygısızlık etmedik. Sınırlarımızı aşmamak için elimizden gelen gayreti gösterdik. Bazen kırıldık, çokça memnun olduk birbirimizden. Oğulçemle birlikte karnım burnumda yorgun argın kendimi dar attığım binanın kapısından girer girmez kapını çalabilmek, o kapının ve gönlünün bana gece gündüz sonuna kadar açık olması, 'Bir çorba yapayım mı?' sözüyle oğluma ve bana çorbadan çok daha fazla ikram ettiğin insanlığın benim için ne kadar kıymetlidir. Hakkını helal et...
Sevgili Gülzade Abla... Seninle çok çok az görüştük ama ben seni ve sevgili aileni tanıdığım için ne kadar mutluyum bilemezsin. Elli dört daireli apartmanımızda kendimi en yalnız hissettiğim anlarda, soğuk ve karanlık kış akşam üstlerinde kapını çalışım, bizim iki küçük çocukla sızlana sızlana sığdığımız aynı büyüklükte evlerimize senin üç genç çocuğun ve yaşlılarınla, misafirlerinle huzur içinde sığışın, 'bir evin hanımı' olmanın hakkını layıkıyla verebilmek için çırpınışların bana nasibim yettiğince çok şey öğretti. Kanaat etmek, gayret etmek, şükretmek manasında bundan sonra yaşayacağım pek çok şey için zihnimin bir köşesinde yerini aldın. Hakkını helal et.. 


Sevgili Gülay Abla... Güzel sözlerinle beni her zaman şevklendirdin. Sohbetlerinle, öğrenme gayretinle, tevazunla bana ablalık yaptın. Beni rüyanda görüp görüp heyecanla gelip anlatışlarını, kahvaltı davetlerini, 'bizi bırakıp gidiyorsun' serzenişlerini hiç unutmayacağım. İnşallah ben de çocuklarımı senin çocukların gibi yetiştirebilirim. Hakkını helal et.. 
Sevgili Nermin Abla... Evimize taşındığımız andan itibaren eşime ve bana komşuanne, çocuklarıma babaanne sıcaklığıyla yaklaşımını, pişirdiğin özel Antep yemeklerinden birer tabak getirirken sunduğun sıcacık muhabbetini, evlatlarından her zaman gururla bahsederken bana da teselli babında 'ah kızım evlat kolay büyümüyor, siz yeterken biz bittik' deyişini hiç unutmayacağım.. Hakkını helal et...
Sevgili Gülsen Abla... Sen bizim için ibretin tezahürüydün. Van depreminin şahidiydin. 'Başımın üstünde bir ev olsun yeter ki çadırda kalmayayım' diye taaa Van'dan kalkıp İstanbul'a geldin. Yıllarca el işi yapıp para biriktip de gönlünce bir ev yaptığını düşündüğün anda depremde yıkılıveren evini anlatmıştın da hani ben 'can kaybınız yok ya çok şükür' demiştim bütün saflığımla. Sen nasıl bir iç acısıyla 'deprem bitiyor sen bakıyorsun çoluk çocuk herkes sağ başlıyorsun şükretmeye, ama bir gün iki gün... on gün on beş gün çadırda, su yok, elektrik yok, ondan sonra görüyorsun dert ne demekmiş' demiştin. Allah kimseyi gördüğünden geri bırakmasın derken de, bir oda bir salon olsun benim için artık cennet derken de ne büyük dersler veriyordun... Anlayana... Hakkını helal et...
Kat komşularım sevgili Ayşe ve Derya, Tuğba, Nevin Abla, Meryem Abla, Aysun, Şengül Abla, alt komşumuz olması sebebiyle çocuklarımın sürekli gürültüsünü anlayış ve olgunlukla karşılayan Necla Teyze, Aygül, Neriman, Elif, Ahu, Sabahat... Birlikte yaşadığımız bütün hoş anılar için teşekkürler. Hakkınızı helal edin...


Ve Sevgili Nevin Abla... Sen benim için tevekkülün en güzel örneğisin. Ruhum, hayatın zorluklarıyla yüzleştikçe oradan oraya savrulurken sen beni bugüne hazırladın yavaş yavaş. Sessiz sohbetinle, ölçülü ve her halükarda dimdik durmayı bilen karakterinle, şefkatini de, sevgini de, öfkeni de gösterişsiz yaşamayı becerebilen halinle, içime dönmeyi sadece okuduğum hakiki kitaplara mal eden beni dünyanın bin türlü haline aşina kıldın. Hakkını helal et...

9 yorum:

  1. Hatice Muzaffer2 Ağustos 2014 00:22

    Düşmanlıktan pay almayaydık iyiydi diye başlayayım söze.Çok duygu yüklü olmuş be yahu bu yazı, ağlayayazdım sanki kendim gider gibi...Neyse şöyle de bitirelim sözü Allah Celle Celalehu hayırlı komşular nasip eylesin dünyada da, kabirde de, ahirette de!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşmanlıktan pay almasaydık hayat bu kadar öğretir miydi acaba? Evet çok duygulanarak, ağlayarak ayrıldım evimden. Yazıyı da öyle bir duygulanmayla yazdım, hissetmişsin. Kan mı çekiyor... amin..

      Sil
    2. Canım inanki çok görüşemesekte yinede senin gibi kaliteli bi arkadaşın varlığını yakınımda hissetmek bana çok iyi geliyodu����

      Sil
  2. Canım mutlaka haber bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sümeyracığım, notunu almadım, nereye yollamıştın? Vedalaşamadık seninle, son zamanlarda bir türlü görüşememiştik, konuşmaya fırsatımız olmadı. Yine yollarımız kesişir bir yerlerde, kim bilir... Seni ve kızlarını tanıdığım için çok mutluyum. Paylaştığımız her şey için teşekkürler. Hakkını helal et.

      Sil
    2. Çok bi hakkımız yok canm varsada helal olsun..sende helal et inş.yine görüşmek nasip olur,tel.den buradan nasıl olursa..çocukları benim için öp minacığında konuralpe çok selamı var..görüşmek ümidiyle������

      Sil
  3. Canım notumu aldın mı bilmem ama şoktayım çooook üzüldüm

    YanıtlaSil
  4. Blog sayfanızı açtığımda yazılarınızı okuyamadığımı fark ettim. Zor okunan bir yazı tipiydi benim için, sonra gözlüğümü takıp tekrar denedim ve yine okumakta zorlandım. Derken size blog yazılarınızı okumak istediğimi ama yazı tipi dolayısıyla mümkün olmadığını bildirmek için nereye yazabilirim diye ararken birden sayfanın yazı tipi değişti. Böylece bu dokunaklı yazınızı okuyabildim :)

    Her ne kadar komşularınıza hitaben yazmış olsanız da hala böyle komşulukların 54 haneli apartmanlarda dahi yaşandığını duymak beni çok mutlu etti.

    YanıtlaSil
  5. Hayati ahenkli yaşamayı sevdiğim için yazılarımda ancak bu yazı tipiyle kendimi ifade edebildiğimi hissediyorum.. :-) Evet komşularımdan çok memnundum. Şimdi taşındığım evimde de öyle olmasını ümid ediyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil